GEORGE ORWELL - HAYVAN ÇİFTLİĞİ \ Özet-İnceleme


GEORGE ORWELL HAYVAN ÇİFTLİĞİ
CAN YAYINLARI, 45. BASIM, OCAK 2016




“Bütün hayvanlar eşittir
Ama bazı hayvanlar
Diğerlerinden daha eşittir.”
Beylik Çiftlik’in sahibi Bay Jones, zalim ve alkolik birisidir. Yine bir gece sarhoş sarhoş yatmaya gittiği zaman ardından çiftlikte bir hareketlilik başladı. Koca Reis denilen bir domuz, bütün hayvanları, bir rüyasını anlatmak üzere topladı. Konuşmasına “İngiltere’nin hayvanları özgür değildir.” diye başladı. “İnsanoğlundan kurtulalım, emeğimizin ürünü bizim olsun. İşte o zaman zengin ve özgür olacağız. Ayaklanın!” diye devam etti cümlelerine. Yıllar önce dinlediği bir şarkının sözlerini ve ezgisini hatırlayarak aktardı hayvanlara. Şarkı hayvanların yüreğine coşku salmıştı. Hep birlikte defalarca söylediler “İngiltere’nin Hayvanları” şarkısını. Üç gece sonra ise Koca Reis huzur içinde ölüp gitti. Koca Reis’in konuşması hayvanlara yeni bir dünya düşüncesini oluşturmuştu. Diğer hayvanları eğitme ve örgütleme işi hayvanların en zekisi diye bilinen domuzlara verildi. Domuzlardan Snowball ve Napoleon, Koca Reis’in düşüncelerini geliştirerek “Animalizm” diye adlandırdıkları bir oluşuma dönüştürdüler. Fakat hayvanlar bu özgürlüğün ne zaman hayata geçeceğini bilmiyorlardı. Bir gün çiftlik çalışanları hayvanların yemini vermeyi unutunca hayvanlar ambarın kapısını kırarak karınlarını doyurmaya çalışırlar. Bunun üzerine Bay Jones, dört işçisiyle ambara koşup hayvanları kırbaçlamaya başlarlar. Hiçbir şey tasarlanmamasına karşın artık dayanamayan hayvanlar topluca işçilerin üzerine atlarlar. Hayvanların bu başkaldırısı üzerine ne yapacaklarını şaşıran insanlar kendilerini çiftlikten kovulmuş bulurlar. Ayaklanma başarıyla sonuçlanmıştı. Çiftliğin adı “Beylik Çiftlik”ten, “Hayvanlar Çiftliği” olarak değiştirilir. Bay Jones’un evi müze olarak korunur ama ona ait başka ne varsa yakılır. Domuzlar üç aylık bir çalışma sonucu hayvancılığın temel ilkelerini yedi emirde toplamayı başarırlar. Bu yedi emir duvara okunabilir bir şekilde beyaz harflerle yazıldı.

1-     İki ayak üstünde yürüyen herkesi düşman bileceksin.
2-     Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin.
3-     Hiçbir hayvan giysi giymeyecek.
4-     Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak.
5-     Hiçbir hayvan içki içmeyecek.
6-     Hiçbir hayvan başka bir hayvan öldürmeyecek.
7-     Bütün hayvanlar eşittir.

Domuzlar hariç bütün hayvanlar çalışıyordu. Artık kendileri tarafından kendileri için olan yiyecekleri yiyorlardı. Her toplantı sonunda ise mutlaka “İngiltere’nin Hayvanları” şarkısı söyleniyordu. Ayrıca hayvanlar okuma-yazma da öğrenmeye çalışıyordu. Bütün hayvanlardan daha zeki olan domuzlar kolayca öğrenmişlerdi. Ambarın duvarına “Dört ayak iyi, iki ayak kötü” yazılmış, koyunlar ise sadece bunu öğrenmiş ve her yerde söylüyorlardı.

Çiftlik yönetimini üstlenen Napoleon ve Snowball birbirlerine zıt görüşlere sahipti. Snowball uğraşmasına rağmen, Napoleon tek bir özgün düşünce bile geliştirmiyor sadece eleştirmekle yetiniyordu. Snowball çiftliğin az ilerisindeki tepeye yel değirmeni kurulması için proje yapmıştı. Böylece ahırlar aydınlatılabilir, kışın ısıtılabilir, bazı aletler kullanılabilirdi. Snowball, bu konunun oylanması için bütün hayvanları topladı. Tam o sırada çivili tasmalarıyla 9 iri köpek içeri dalıp Snowball’un üzerine atladılar. Snowball kaçarak gitti ve bir daha onu gören olmadı. Bu köpekler ise Napoleon’un annelerinden ayırıp özel olarak yetiştirdiği köpeklerdi. Hayvanlar Snowball’un gidişine üzülüp onu savunacak olsalar köpekler dişlerini gösteriyor ya da Squealer adlı domuz hayvanları caydırıyordu.

Artık çiftlikte her şey devrimin ilk zamanlarından çok farklıydı. Domuzlar yedi emire uymayan şeyler yapıyor fakat kimse sesini çıkaramıyordu. Daha az çalışma daha çok yemek vâdedilirken çok ağır şartlarda çalışıp Bay Jones’un zamanınkinden bile daha az yemek yiyorlardı. Hayvanlar bunun farkına bile varamıyorlardı. Domuzlar yatakta yatmaya, içki içmeye başladılar. Bu davranışlar zamanla duvardan değiştirilerek domuzlar tarafından kendilerine uygun hale getirildi.

  1-Dört ayak iyidir, iki ayak daha iyidir.
  2-Hiçbir hayvan sebepsiz yere öldürülemez.
  3-Hiçbir hayvan çarşaflı yataklarda uyuyamaz.
   4-Bütün hayvanlar eşittir, bazıları daha eşittir.

Yıllar geçmiş, hayvanlar artık ayaklanma ve hayvancılığın temel ilkeleri konusunda kendilerine söylenen her şeyi kabul ediyorlardı. Çiftlik zenginleşmiş ama hayvanların koşullarında hiçbir değişiklik olmamıştır.

Bir gün hayvanlar, domuzların arka ayakları üzerine kalktıklarını ve ön ayaklarında da kırbaç olduğunu görünce şok geçirirler. Bunun üzerine bir de koyunların bildikleri cümlelerinin “Dört ayak iyi, iki ayak daha iyi” olarak değiştiğini duyunca korkuya kapılırlar. Artık zaman geçtikçe hayvanlar bu ve bunun gibi şeylere de alışmaya başlarlar. Fakat bir gün çiftlik evinden kahkahalar ve şarkılar yükselir. Evin penceresinden bakan hayvanlar Napoleon’un başını çektiği domuzların ve diğer çiftlik sahibi insanların aynı masada oturup, içki içip, şarkılar söylediklerine şahit olurlar.

***

Kitabın sonu çok etkileyici bir şekilde biter: “Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.”
İkinci Dünya Savaşı sonlarına doğru yazılmış olan kitap, dönemin Stalin ve sosyalist rejimine karşı eleştiri niteliğinde yazılmış bir masaldır. Kitabın ana kişileri hayvanlardır fakat bazılarına göre her hayvan dönemin bir kişisine atıfta bulunmaktadır. Örneğin, kitaptaki Napoleon adlı domuz Stalin’İ çağrıştırmaktadır. Kitabın özetinde bahsetmediğim fakat kitapta çok önemli olan iki durum var ki, biri Boxer adlı atın ölümü ve diğeri de değirmenin patlatılışıdır.

Çevirmen Celal Üster, kitabın sunuşunu söyle noktalar: “Evet, Hayvan Çiftliği, korkunç sonla biten bir ’peri masalı’dır.”


Yorumlar

Popüler Yayınlar